Son Dakika
Giriş:
Tarihini tam olarak bilmiyorum ama yıllardır lüzumsuzdur diyerek bir kenara atmadığım defterler vardır.İnce,kalın,bazen cildi bozuk,uzun kısa,bazen bir not defteri…Değişik zamanlarda bu defterler yazma eserler toplarken içinden çıkan küçük kağıtlara ve derkenarlara yazılmış notlar…Kitap kapaklarına yazılmış özel notlar…Ayrıca özel olarak çeşitli vesilelerle yazdığım notlar…Camiilerimiz dışında ve minarelerdeki kitabeler…Ya eski mezar taşı kitabeleri vs.Hasılı yıllar içerisinde derleyebildiğim belgeler ve hatta fotoğraflar ile aldığım notların bir kısmı bu defterler içerisindedir.
Bu defterler içerisindeki malumat bir bilgi dağarcığıdır.Çoğu tesadüfen,bazen okuyarak vebaze de bize ulaştırılan bilgiler,fotoğraflar,resimler ve araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler zaman zaman yazılarımıza kaynaklık etmiştir. Özellikle doktora tezim olan ve 1996 yılında hazırladığım “Develi Folklor, Halk Edebiyatı ve Etnoğrafyası,Kayseri “ adlı çalışmamıza. Hatta değerli hocam Prof.Dr.Tuncer Gülensoy’a tezimi götürdüğümde :Ya hu birinci bölüm başlı başına bir Develi Tarihi,demiş ve ana konumuz olan Develi folklor,halk edebiyâtı ve etnoğrafyasını Prof.Dr.Saim Sakaoğlu’nun da desteğini alarak daha da genişletmiş ve bir dönem gecikmeli olarak teslim etmiştik.
Her ne ise…Geçenlerde bu defterlerimi kütüphanemde koruduğum yerden çıkardım.Tozlarını aldım ve temizledim. Tam on beş defter.İçindeki bilgileri bazen göz yaşları içerisinde bazen de heyecanla göz gezdirdim.Zira yıllar çabuk geçiyor.Bu belgeler ve bilgiler bir Develi sevdasının dağınık da olsa bilgi hazineleridir.
Kaç sayı sürer bilmiyorum? İşte ömrümüz yettiği sürece konuları bir birine karıştırmadan yazmaya çalışacağım.İnanıyorum ki bu bilgiler bir üniversite bölgesi olmaya doğru gitme yolunda ilerleyen Develi kültürünün birer belgesi olacaktır.En azından bu bilgi yumakları yarının araştırmacılarına ve Develi sevdalılarının yolunu aydınlatacak, birer hatırlatma belgeleri olacaktır tır.birer başlık altında ele alınacaktır, Develi araştırmacılarına birer hatırlatma belgeleri olacaktır.Olmaktadır ve olmaya da devam edecektir.
Gayret bizden,takdir Allahtandır!.
EVEREK CAMİİ KEBİR’İN İÇİNDEKİ SOMUT KÜLTÜR DEĞERLERİ
1979 yılında ilk defa Everek Camii Kebir’de geniş bir araştırma yapmıştım. Zira bu camii Dedem Postacı Hamdi Efendi’nin ve annemin doğduğu evin hemen yakınında idi. Dini hayatın ruhumuzu doldurmaya başladığı ve ilk sükunetin verdiği ve gönlümüzü doldurduğu mekan bu camii idi.
Develi’de Cumhuriyet tarihinde ilk defa, resmen Kur’an-ı Kerim Öğretimi bu camide başlamıştı.Bu işi başlatan camii imamı Recep Bilici idi.Kendisi dedem Müderris Abdulkadir Efendi’nin Kur’an-ı Kerim öğrencisi idi. Burası huşu içerisinde çok ibadet ettiğim, her ziyaretimde heyecan duyduğum bir dini mekandır.
Develi’de ilk büyük camii Yukarı Develi’de 1282 yılında yapılan Selçuklu yapısı Siva Sitti Hatun Camii’dir.İkinci büyük camii ise Everek Camii Kebir’dir.
Bu camii Yukarı Develi’den XVI.Asır başından beri hızla Everek kısmına göçen Müslüman Türkler ilk önce büyük bir kaya kütlesi üzerine bir mescit yaptıklarını çok ilginç bulmuş ve hayretle öğrenmiştim.Öyle zannediyorum ki 1717 tarihinde Kayseri ve çevresini etkileyen büyük bir deprem olmuştur.İşte buraya yapılan mescit de bu sebeple yıkılmıştır. Burada Müslüman nüfusu artınca 1727 yılında Zile’li Bay Ali ile eşi tarafından aynı mescidin yerine bu günkü camii yaptırılmıştır.
Camii şüphesiz zaman içerisinde çeşitli sebeplerle zarar görmüş, yıpranmış ve bu sebeplerle de değişik zamanlarda tamir görmüştür.
Devamı var.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
24 Haziran 2022 Köşe Yazarları
24 Haziran 2022 Köşe Yazarları
17 Haziran 2022 Köşe Yazarları
17 Haziran 2022 Köşe Yazarları