Son Dakika
İslam dininin, diğer bir ifade ile kerîm kitabımız Kur’an’ın bizlere öğrettiği genel kurallar ana başlıklarıyla; itikaî, amelî ve ahlâkî hükümlerdir. Bunların aralarında sıkı bir bağ vardır. Biri olmadığında diğerleri ayakta kalamaz. Mü’min ve muvahhit olduğunu iddia eden kişilerde de bu üçü bir arada olmalı ki hem dünyada ve hem de ahirette işine yaramalıdır. İtikadî hükümlere inanmadan hiçbir şeyin anlamı yoktur. Amelsiz ve ahlaksız bir imanla da hiçbir yere varılamaz. Bunun en çarpıcı örnekleri, içinde bulunduğumuz zamanın Müslümanlarıdır. Halbuki, biz inananlardan kâmil bir iman, salih ameller ve güzel ahlak istenmektedir. Dünyada 56 İslam ülkesi ve iki milyara yakın da Müslüman olduğu ifade edilir. Zahiren İmânî konularda hiç kimse diğerinden geride kalmazken, amel hususunda biraz ayrışırlar ve bunu da “Allah ile kul arasında olan bir durum” diye ifade edilir. İman ve ibadetin ahlakını ise, maalesef mumla arasan zor bulursun. İşte hal-i pür melalimiz budur. Kısaca eksiğimiz ahlâkımızdır. Bu kusurumuz hem inancımıza hem ibadetimize hem işimize hem ailemize ve hem de bütün hayatımıza olumsuz anlamda yansımaktadır.
Bakın Yüce Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de ne buyuruyor: “Allah, hanginizin işini daha güzel yapacağını sınamak için ölümü de hayatı da yaratandır…” (Mülk, 67/2). Biz inananlarda bulunması gereken en önemli hasletlerden biri de işimizi en güzel şekilde yapmaktır. Dinimizin bize öğrettiği her şeyin bir ahlakı olduğudur. Bu ahlakın içinde her şeyden önce; doğruluk ve dürüstlük, güven ve sadakat, helal ve haram duyarlılığı olmalıdır. Bu ahlakın temelinde adalet ve iyiliği hâkim kılmak, zulüm ve kötülüğe engel olmak olmalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) de bir hadislerinde “Allah Teâlâ, işini en güzel şekilde yapan kulunu çok sever.”(Beyhakî, Şüabü’l-îmân, 4/334) buyurmaktadır. Biz Müslümanlar meşru olarak ne yaparsak yapalım, yapabildiğimizin en iyisini ve en güzelini yapmak zorundayız. İşimizi savsaklamak, ciddiye almamak, hakkını vermemek ahlaksızlığın bir sonucudur. Bu da insanların, toplumların, milletlerin ve ülkelerin geri kalmasına sebep olur. Bu tip insan ve toplumları kimse ciddiye almaz ve değer vermezler. Bu tipolojideki insanların, bırakın başkalarına faydasının dokunmasını, kendisine bile bir faydası olmaz.
Yüce dinimiz İslam birlik ve beraberlik dinidir. Yardımlaşma ve dayanışma dinidir. Birbirimize sırt dönmemeyi, ilgi ve alakayı kesmemeyi, kardeşlik bağlarını koparmamayı, her türlü olumsuz söz ve davranışta bulunmamayı öğütler. Nitekim Yüce Allah, “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” ( Âl-i İmrân,103) buyurmaktadır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) Efendimiz de bir hadis-i şerifinde bizleri şöyle uyarmaktadır: “Birbirinizle ilgi ve alakayı kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun.” (Tirmizî, Birr ve Sıla, 24)
Bizler, aynı dine inanan, aynı Allah’a kulluk eden, aynı kıbleye yönelen, aynı kitabı rehber edinen, aynı peygambere gönül veren müminler olarak, geçmişte iyiliği dünyaya egemen kılan bir medeniyetin çocuklarıyız. Böylesine köklü bir medeniyetin mensubu ve varisleri olan bizler, geçmişte ecdadımızın yaptıklarını şimdi bizler de yapabiliriz. Yeter ki bizi biz yapan değerlere sahip çıkalım. Allah Resûlü Hz. Muhammed (s.a.s)’in şu hadisini asla unutmayalım: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden gibidir.”(Müslim, Birr, 66)
Sonuna geldiğimiz mayıs ayı Anadolu’nun İslam’a açılan ilk kapısı Diyarbakır ve civarının sahâbe-i kirâm tarafından fethedildiği ve 29 Mayıs 1453 te fethedilen İstanbul’un fethinin 571. yıl dönümüdür. İnşallah Gazze’nin ve Filistin’inde Siyonistlerin ve zalimlerin elinden kurtulacağı ay olur.
Bu vesileyle aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle anıyor ve yazımı şu ayet-i kerime meali ile bitiriyorum: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”(Enfâl, 8/46)
Ali Rıza Tahiroğlu
DİB. Başkanlık Müftüsü
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
10 Ocak 2025 Köşe Yazarları
10 Ocak 2025 Köşe Yazarları
10 Ocak 2025 Köşe Yazarları
10 Ocak 2025 Köşe Yazarları