Son Dakika
Sürgündeki Yaşam – 1 isimli romanımı yazarken araştırmalarım sırasında Hatay’ın Belen ilçesini Develiden getirilen aileler tarafından kurulduğunu öğrendim.
Ayrıca Belen Belediye Başkanı bir televizyon programında bu bilgileri teyit eden açıklamalarda da bulunması nedeniyle bu bilgileri sevgili hemşehrilerimle paylaşma ihtiyacı duydum.
Belen, Hatay ilinin 15 ilçesinden birisidir. Amanos Dağlarında yer alan Belen, Türkiye’nin önemli geçitlerinden “Belen Geçidi”ne adını veren yerleşim yeridir.
Yavuz Sultan Selim, 1516 yılında Mercidabık savaşı sırasında Belen Geçidini Anadolu’nun Suriye’ye açılan en uygun yeri olduğunu görmüştür. Geçit, aynı zamanda askeri açıdan, bölge ve ülke güvenliği bakımından stratejik öneme sahip olduğunu fark etmiştir.
Buraya bir derbent (Sınır Kalesi) yapılmasının uygun olacağını düşünmüş, ancak ömrü vefa etmediği için bu düşüncesi (projesi) gerçekleşmemiştir.
Oğlu Kanuni Sultan Süleyman, Aralık 1535 ayında Tebriz ve Bağdat dönüşünde Antakya – İskenderun üzerinden Adana’ya geçerken duvar gibi duran sarp kayalıklara sahip Belen Geçidi’nin önemini görmüş ve babası Yavuz Sultan Selim’in projesini gerçekleştirmek için 250 askerin barınabileceği bir derbent yaptırmıştır. Buraya Derbend-i Cebel-i Barkesman İskenderun adını vermiştir.
Kanuni Sultan Süleyman, 1548- 1549 yılının kışını Halep’te geçirirken bölge gezisi sırasında Belen’e gelmiştir. Burada hac yolunda kervanların kalıp barınması ve mola vermesi amacıyla Belen’e birer cami, han, hamam ve kervansaray yapılmasını emretmiştir.
Ayrıca, gelen hacılara hizmet verecek, askerlere iaşe sağlayacak, tarım ve hayvancılık yapacak aileler bulunmasını ve buranın bir köy haline gelmesi için de Oğuz boylarından Türkmenlerin buraya yerleştirilmesini istemiştir.
Kanuni’nin talimatı üzerine 1550 yılında Kayserinin Develi ilçesinden Yörük ve Türkmenlerden oluşan 65 aile (Hane) seçilerek buraya yerleştirilmiştir.
Böylece mecburi iskâna tabi tutulan Develi halkı vergiden muaf tutulmuştur. Küçük düz bir alana yerleşen Develili aileler dağ üzerinde yüksek geçit veren bu araziye “Belen” adını vermişlerdir.
Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman’ın talimatı doğrultusunda Belen’e 1553 yılında cami, han ve hamam şeklinde bir külliyenin yanı sıra dükkânlar yapmıştır. Bugün, halen cami, hamam, dükkânlar Belen halkının hizmetinde iken tarihi kervansarayda bazı tadilatlar yapılmıştır.
Özünü 65 hane ile Develi halkından alan Belen, ilerleyen yıllarda Adana Mutasarrıfı Abdurahman Paşa tarafından 400 aile daha yerleştirmesiyle Belen’in nüfusu artmıştır.
Başta Hac yolunun ve Osmanlı Surre Alaylarının güvenliği olmak üzere Belen Derbendi yüzlerce yıl halka ve devlete hizmet etmiştir.
Amanosların iki bin metre yüksekliğinde 150 kilometre boyunca bir duvar gibi devam eden sarp kayalıkları nedeniyle ülke güvenliği açısından stratejik öneme sahip Belen Derbendi, 1827’de Osmanlıya başkaldıran Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın ordularını Gedik mevkiinde aylarca oyalamıştır.
Belen, 2015 yılı itibariyle 30.842 kişiye ulaşmış, doğa güzellikleri, yayla havasıyla, yetiştirdiği sebze ve meyveleri ile şirin bir ilçe konumuna gelmiştir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
26 Şubat 2021 Köşe Yazarları
23 Şubat 2021 Köşe Yazarları
23 Şubat 2021 Köşe Yazarları
19 Şubat 2021 Köşe Yazarları