Son Dakika
İstanbul Develi ve Yöresi Derneğimizde Başkan Necati DEVELİOĞLU Dönemi : ( 25.11.2001 – 09.11.2003)
DÜNYA BİYOLOĞLAR GÜNÜ
DEVELİ’DE KUMAR VE KUMARHANELER-1
İstanbul Develi ve Yöresi Derneğimizde Başkan Muzaffer AKSU Dönemi: (21.04.1996-25.11.2001)
NEDEN PAYLAŞMALIYIZ?
BODRUM HÂKİMİ TÜRKÜSÜ ve Dr. Halil Atılgan
Müslümanların Batı dünyasına karşı bir tehdit oluşturup oluşturmayacağı konusu dünya gündeminden düşmüyor.
Birkaç kişinin ya da bir örgütün, bir milletin yaptıklarına bakarak bir dine veya bir millete düşman olursan veya cephe oluşturursan bunun adı teröre karşı terör adını almaz mı? Ne yazık ki Batı toplumundaBu anlayış çok büyük boyutlarda olmasa da hızla yayılıyor bu da ırkçılığın, hoşgörüsüzlüğün ve milliyetçiliğin artmasına sebep oluyor.
Bu durum devam ederse Avrupa çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Avrupa’nın bunun üstesinden ancak ülkeler arasında sıkı işbirliği ile ortak bir göçmen ve mülteci politikalarının hayata geçirilmesiyle gelebilir.
Ayrıca yeni bir istikrarsızlığın merkezi haline gelen Fransa’nın Radikal dinci teröristlerin eylemlerine karşı Müslümanlara yönelik sert eylemlere başvuracağıda söyleniyor. Peki, Fransa sert eylemlere başvurarak bir sonuç alabilecek mi? Bize göre evet demek oldukça zor. Çünkü Fransa’nın geçmişi sömürgeci bir devlet olmakla lekelidir. Cezayir’in 1950’lerde Fransızlara karşı gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşının Cezayirlilerde bıraktığı derin etkiler hala sürüyor. Fransızların Cezayirlilere üstten bakışlarının izleri de nesilden nesle sürüp gidiyor. Ayrıca Fransa’da ne kadar Müslüman göçmen olduğunu söylemek de mümkün değil. Yaklaşık dört milyon göçmenin oluğundan söz ediliyor. Bunun iki buçuk milyonunun Fransa’nın sömürgesi olan Tunus, Cezayir ve Fas’tan geldiği biliniyor. Bunların çoğu da Fransa’nın sömürgesi olduğu dönemde gelmişler. Bugün ikinci ve üçüncü kuşağını veren bu Müslüman Afrikalılara halk dilinde Fransa’da doğan Kuzey Afrikalılar adı veriliyor. Bu Müslüman topluluk, daha çok endüstrinin yoğun olduğu Kuzey Fransa ile Paris ve Marseille’nin banliyölerinde oturuyorlar. Bine yakın dernekleri var. Camilerinin sayısı binin üzerinde. Fransa’daki Müslümanların büyük bölümü Cezayirlidir. Cezayir’in 1830’dan 1962’ye kadar Fransa’nın sömürgesi olması Cezayirlilerde Fransızlara karşı sert tavır alma mücadelesi yıllar önce başlatılmış. Ayrıca bu anlamdatoplumda sosyal marjinal gruplar olarak yaşayanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Fransızlar bu durumu kendileri için bir tehlike olarak algılanmaya başladı bile.
1997 yılında Paris’te kaldığım günlerde Cezayirli, Fas ve Tunus kökenli Fransız vatandaşları ile yaptığım araştırmada çoğu gençlerin intikam duygusuyla Fransızları haklarından yoksun bırakacak kadar tedirginettiklerine şahit oldum. Mağribi Arapları olarak halk nezdinde öne çıkan bu insanlarFransızlara karşı intikam alma şiddetini her fırsatta gösteriyorlar.
Bu gençler,dünyalarını sanki etkin bir şekilde Fransızları tedirgin etmek için kullanıyorlar. Sebebini sorduğumda aldığım cevap şöyleydi: “Fransızlar atalarımızı buralara getirip köle olarak en zor ve en iptidai şartlarda yıllarca boğaz tokluğuna çalıştırdılar. Atalarımız sayesinde bu duruma geldiler. Biz de onların acılarını ve korkularını Fransızlara yaşatacağız. Hayatı onlara yaşanmaz kılacağız…” Bu manada Fransa’da yeni bir istikrarsızlığın ortaya çıkacağı görülüyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
14 Nisan 2021 Köşe Yazarları
14 Nisan 2021 Köşe Yazarları
14 Nisan 2021 Köşe Yazarları
09 Nisan 2021 Köşe Yazarları