Son Dakika
Değişik mekanların insan hayatında önemli bir yeri vardır. Bu sosyal mekanların başında da kahvehaneler /Kıraathaneler gelir.Selçukluda eskiden aynı mesleğe sahip olanların toplandığı “yâren odaları” mevcuttu.Osmanlıda ise önceleri İstanbul’da başlayan “kıraathane”ler daha sonraları da Anadolu’da yayılma ya başlamış ve bugünlere gelişerek ve görevleri farklılaşarak gelmiştir.
Sosyal statüleri değişerek kulüp, loca, dernek, yurt ,ev vb. adlarını da alarak sosyal hayatımızda önemli yer tuttular. Ortak görevleri aynı zevki, heyecanı ve mesleğin erbabı kişilerin toplandığı, boş vakitlerini geçirdiği, bir bardak demli çay içme tutkusu, etrafta ne oluyor,bitiyor merakını tatmin etmek için kullanılan mekan olmalarıdır. Bunlar yanında sosyal statülerinin düşüklüğü sebebiyle bir yerlere sığamayan fakat kendilerinin de önemli bir adam olduğunu göstermek için özellikle kaliteli ve vasıflı insanların takıldıkları yerlerde bulunmak isteyen insanımız hiç de az değildir.
Hiç unutamam, bir Develi ziyaretimizde bir büyüğümüzü ziyarete gitmiştik. Hal hatır sorduktan sonra bir önemli toplantı için müsaade istedik. Tam kalkacağımız zaman ben de geleyim,dedi ve yanımıza düştü.Biz gerçekten İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerden gelen bir grup arkadaşlarla önemli bir toplantı yapacağız.Sesimizi çıkaramadık,toplantı mahalline geldik.Daha oturur oturmaz bizim ki başlamasın mı: Hz.Musa’nın muzizelerini ve asasının önemini anlatmaya!…O toplantıda iki tane de ilahiyatçı hocamız var.Nasıl terlediğimizi bir biz biliyoruz,bir Allah.Neyse ki bizim baba dostu erken kalktı da ,bu ıstıraptan kurtulduk.
Develi’de kahvehane denince aklıma hep çocukluğumdan beri üç yer gelir:Aşağı Everek’te “Başoğlu’nun Kahvesi”,Fenese’de ise “Belediye Gazinosu” ile “Şehir Kulübü”.
Bugün bu üç önemli mekan ya yıkılmış, ya bir bankaya satılmış,ya da bir dükkan olmuştur! Şüphesiz benim için bunlar içerisinde önem verdiğimiz kahvehane Başoğlu’nun Kahvesi’dir.
Aşağı Everek’te tam bu kahvehanenin yanında bir de “Sipahioğlu’nun Hanı ile Kahvehanesi” vardı. Kahvehane hem kapalı ve hem de bahçeli idi.Burası da çok tercih edilen bir mekandı.Ayrıca her iki kahvehanenin de birer sahnesi vardı.Bu sahneler perdeli idiler.Gece yarısı buraların perdeleri çekilir kumar oynatılırdı.Çok nadir olarak da siyasi konuşmalar, ve müzikli programlar burada yapılırdı.Hele müzikli programlarda hanımlar ve erkekler ayrı ayrı otururdu.Veya eşli gelenler bir tarafta, bekar gelenler ise bir tarafta otururlardı.
Şüphesiz bu kahvehanelerdeki ana ve önemli konular politik konulardı.Tam bir “Aşağı Everek Senatosu”.Çoğunluğu DP’li.Zaten Mustafa Başoğlu DP ‘nin ateşli yöneticilerinden .Fakat ne kibar adamdı !.Bir “Yiğenim !” deyişi vardı ki mest olurduk.Oğlu Ahmet ise sınıf arkadaşımdı.İlkokuldan sonra bir müddet kahvehanede çalıştı.Sonra Almanya’ya gitti ve orada genç yaşta vefat ettiğini öğrenmiştik.
Rahmetli babamın iki zaman saati vardı:Biri Ezan-ı Muhammedi diğeri is Başoğlu’nun kahvehanesi’nden yükselen ünlü gazelhanlarımızdan Abdullah Yüce’nin 78 devirlik bir taş plağa okuduğu şarkılar:
“Hiç mi gülmeyecek benim de yüzüm
Kan doldu yaş doldu her iki gözüm” veya:
Uzayıp giden o tren yolları
Açılıp sarmıyor yârin kolları
Uğurlar kızları nazlı dulları
Uzayıp giden o tren yolları
Geçmişin tenha caddesinde plağın sesi Aşağı Everek Çarşısı’nı doldurduğu zaman herkes bilirdi ki Başoğlu’nun Kahvehanesi’nde sıcak demli çay hazır.İlk önce çarşı esnafı kahvehaneye dolar sıcak çaylarını içerlerdi.Bu arada da elde edilen bilgiler ki çoğu radyo haberlerinden öğrenilen bilgilerdir,fiskos yolu ile ulaştırılırdı.
İkinci gelenler ise mahalle sakinleri ile sazlık köylerinden gelenlerdi.Fakat herkes ya parasızlıktan,ya pintilikten,ya da eli bir türlü cebine gitmez parasını verip bir bardak çay içmez idi.Bu da Başoğlu’nu sinirlendirirdi.iki oğlu ellerinde tepsi taze taze, buram buram buharlı çay bardakları çay içmekten kaçanları yanına hızla yaklaşırken o insanlarda yan gözle takip ettikleri dağıtıcıları gözler onların gelmeyeceği yere hızla kayarlar veya dışarıya kayarlardı.Tabii bizimkiler de fıtık olurlardı!
Yılbaşlarında mutlaka tombala çekilirdi.Çok heyecanlı olurdu.”Susun”,Lütfen arkadaşlar,sösün yahu” nidaları arasında tombala heyecanla sürerdi.Kumar oynatılan yerdeki maceranın sonucu:…..kadar para ütülmüş .”diye yayılı verilirdi.
Kahvehanenin abonmanları vardı.Amcam Cemal,Şoför Abdullah, vb. renkli kişilerdi.Bunların oyundan çok oyun sırasındaki muhabbetleri izleyenleri kırıp geçirirdi.
Bu mekanların güzelliklerinin hepsini yaşadık.Ülkemizdeki çok hızlı sosyal değişim bizim Aşağı Everek’i de kasıp kavuruyor.Yaşlanıyor muyuz ne?Aklıma hemen şu güzel şarkı geliverdi:
“Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Bir yer ki sevenler,sevilenlerden haber yok”
Çağdaş Develi Gaz.28.01.2016
“BAŞOĞLU’NUN KAHVESİ veya ABDULLAH YÜCE’NİN PLAĞI ÇALIYOR” için 1 yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
15 Ocak 2021 Köşe Yazarları
07 Ocak 2021 Köşe Yazarları
07 Ocak 2021 Köşe Yazarları
01 Ocak 2021 Köşe Yazarları
Kaleminize sağlık hocam iyi günler dilerim