Son Dakika
Yazıma başlamadan önce bu hafta içi yaşanan elemli trafik kazasında hayatını kaybeden gencecik iki vatan evladına Cenabı Allah’tan rahmet , kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.
Ayrıca bir şehit yakını olarak, bize kanları ile bu vatanı bırakan, vatanın kutlu evlatları olan şehitlerimize Rabbimden rahmet onları yetiştiren yüce gönüllü analarımıza ve babalarımıza minnet ve şükranlarımı arz ediyorum.Mehmed Akif’in dediği gibi size biz minnetimizi ifade edemeyiz Peygamber Efendimiz(s.a.v.) kollarını size açmışken…
Geçen haftaki yazımda partilerin seçim çalışmalarından bahsetmiştim.Seçime sayılı günler kala yarış da hızlanmış durumda.Bazı siyasi partilerin veya adayların arabalarına yönelik saldırıların olduğunu endişeyle izliyoruz.Bunu yapan veya yaptıranları kınıyorum.Ne bir ideolojiye ne de insanlığa sığmayacak nitelikteki bu faaliyetler kimseye fayda getirmez.Geçmişte de getirmedi zaten.
Üniversitede okurken gözlemlediğim maddi durumu iyi olanların yani zengin ailelerin çocuklarının siyasetle bir ilgilerinin bulunmadığıydı.Fakir fukara çocuğunu bin bir güçlükle okutup birilerinden borç alarak üniversiteye yolluyor, çocuklarının aklına giren bazı kişiler bu gençleri çeşitli vaat ve maddi yardımlarla kandırıyorlar gösteri ve eylemlere sürüklüyorlardı. Bu gençlerin savunduğu ideolojinin ne olduğu hakkında birkaç kelimeden başka bir bilgileri de yoktu.Bu gençler kullanıldı bir kısmı üniversiteden atıldı bir kısmı uzattı yada disiplin cezası aldı.Biz bu olaylardan uzak durmaya çalıştık.Kirlenmeden veya uzaklaştırılmadan okulumuzu bitirdik şükürler olsun.
Memleketin evlatlarının önünü kesmenin planıydı bu.Bir kesim Anadolu’nun siyasete ve devlet yönetimine hakim olmasını baştan beri istemedi.Bunun için de nice zorluklarla okuyan bu kişileri ve eğitimlerini baltalamak için ellerinden geleni yaptılar.Bir ülkeyi en iyi eğitimine müdahale ederek karıştırırsınız.Yıllardır böyle yapıldı halen de yapılmaya çalışılıyor.Geleceğin ipotek altına alınmasından maksat da budur.Güçlü bir Türkiye’nin oluşması ve bu Türkiye’nin İslam ve Türk dünyasına hakim olması baştan beri önlenmeye çalışıldı.Bizi tarihimize ve bizi biz yapan özelliklerden uzaklaştırmaya çalıştılar.Biliyorlardı ki eti tırnaktan ayırmayınca emellerine ulaşamayacaklar.Önce sağ sol dediler, sonra alevi Sünni, şimdi ise Türk Kürt diyorlar.Yarın ne derler bilinmez.
İlçemizde de partilerin gençlik kolları ve teşkilatları var.Onlara ve gençlerimizin ailelerine bir kısım tavsiyelerim olacak.Önce partilere ve gençlik kollarına tavsiyelerimi sunayım; Gençlerin kullanılması ve olaylara karıştırılması çok kolaydır.Parti teşkilatlarımız onları asla olaylara sürüklemezler ama ben yine de söyleyeceklerimi söyleyeyim.Olaylara gençlerimizi asla sürüklemeyiniz.Cebirle şiddetle bir ideolojiyi veya adayı desteklemeye çalışmayınız.Gençlerimize bu tür telkinlerde dahi bulunmayınız.Cebir veya şiddetten daha çok onlara ideolojinizi, fikirlerinizi ve projelerinizi anlatınız.Olaylar karşısında sağduyu ile hareket ediniz.Bu sağduyuyu çevrenize de telkin ediniz.Reşit olmayan kişileri faaliyetlerinizde kullanmayınız, onlara propaganda yaptırmayınız, ilan dağıttırmayınız.Seçimin oy verme yeterliliği ile ilgili kişilere yönelik olduğunu akıldan çıkarmayınız.
Velilerimiz ise çocuklarını kontrol etmekte ihmal göstermesinler.Çocuklarının nerelere, kimlerle takıldığına ve kimlerle bir arada olduğuna dikkat etsinler.Çocuklarında şiddet uyandıran söz ve davranışlar gördüğünde bunun nedenini araştırsınlar.Asla umursamaz olmasınlar onlarla konuşsunlar. Çünkü bu dönemlerden onlarda geçti.Tecrübeleri var bunu kullansınlar.Meslek sahibi olunduktan sonra siyasetin yapılmasının en doğrusu olacağını evlatlarına anlatsınlar.
Biz farklılıklarımızla övünen bir milletiz.Bizi bu kadar özel yapanda farklarımız.Farklarımız bizim kazancımız.Ama doğru insanlarca doğru şekilde kullanılmazsa bu farklar ayrılığımıza da neden olabilir.
Önümüzdeki hafta bir seçim yapılacak.Partilerimiz ve adaylarımız nezaket içinde kendilerine layık olanı yapacaklardır.Netice de bu bir yarıştır.Ne varlık ne de yokluk mücadelesidir.Ben hepsini başkanlık gibi zor ve sorumluluğu ağır bir hizmete talip olmalarından dolayı kutluyorum.Biz her zaman yöneticilik vasıfları üst düzeyde olan bir millet olduk ve kişisel beklentilerden daha çok milletimizin menfaatlerini düşündük. Yönetimimizde buna göre şekillendi.Çok güzel bir misal vardır.Aktarıyorum.Kendisine pis kokulu içinde insan pisliği bulunan bir mücevher sandığı gönderen Şah İsmail’e, Yavuz Sultan Selim gül kokulu ve içinde lokum bulunan bir sandık yollar.Sandığın altına da şunu yazar ‘kim ne yiyorsa onu ikram eder.’
Adaylarımız kendilerine yakışanı yapacaklardır.Bundan hiç şüphem yok.
BENZER HABERLER