logo

İDARENİN SORUMLULUĞU

Sorumluluk, zarar doğurucu eylemin sonuçlarını giderme yükümlülüğüdür.Devlet de her türlü eyleminden sorumludur.Bu sorumluluğu siyasi, cezai veya mali olabilir.Ben bu yazımda mali sorumluluğunu kısaca ele alacağım.
Anayasaya 125. maddesinin son fıkrasına göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.Ayrıca bu kapsamda yine Anayasanın 40. maddesinde kamu görevlisinin eyleminden doğan zarardan devletin sorumluluğu ve yine Anayasanın 129. maddesinde ise kamu görevlilerine açılacak davaların kime yöneltileceği hususu düzenlenmektedir.
İdarenin sorumluğu kusura dayanan ve de kusursuz sorumluluk olarak ikiye ayrılır. 1-)Kusur sorumluluğu:Bu sorumluluğa hizmet kusuru sorumluluğu da denilmektedir.Yani idarenin yürüttüğü hizmetlerde  hizmetin kötü işlemesi,geç işlemesi veya hiç işlememesi durumunda hizmet kusurundan bahsedebiliriz.Örnek1 Belediyenin yola kazdığı çukuru belirtecek bir levha koymaması yüzünden meydana gelen bir kaza veya yangına itfaiyenin geç gitmesi yüzünden binanın tümünün yanması veya bir yere kanalizasyon hizmetinin bedeli alınmasına rağmen hiç götürülmemesi gibi.Örnek2 İdari yargılama Usulü kanunu 28. maddeye göre mahkeme kararını 30 gün içinde kamu görevlisi kasten(bilerek ve isteyerek) yerine getirmiyorsa idare aleyhine dava açılabilir veya bu kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açılabilir.
2-)Kusursuz sorumluluğu:İdare eylemlerinden kusursuz olsa dahi sorumludur. Sadece zararın idarenin eylemi yüzünden oluştuğunun kanıtlanması yeterlidir.Bu sorumluluk idarenin işlemlerinin tehlikeli olmasına veya kamu külfetine katılmada eşitlik ilkesine dayanır.Örnek1 belediye zehirli atıkları naklederken kamyon devrildi ve atıklar çevreye yayıldı.Bu nedenle diyelim ki bir vatandaşın  hayvanı telef oldu.İdarenin kusuru bulunmasa dahi bu kazada hayvanların telef olması zehirli atıklar yüzündense idare sorumlu olacak ve zararı tazminle yükümlü bulunacaktır.Örnek2 bir büfeye teröristlerce bomba konulması ve bu bombanın patlaması sonucu ölen kişinin yakınlarının uğradığı zararın kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi gereğince devletçe karşılanması gerekmektedir.
İdarenin sorumlu olması için öncelikle bir idari tutum yada davranış bulunmalıdır.Bu davranış hukuka aykırı olmalıdır.İhmali veya icrai olabilir.İkinci olarak bu tutum veya davranış bir zarara neden olmalıdır.Zarar maddi veya manevi olabilir.Bu zararla idarenin davranışı arasında nedensellik bağı olmalıdır.Yani bu davranış yüzünden bu zarar oluştu veya arttı denilebilmelidir.
Özellikle son dönemde devlet işlemlerinden sorumluluk bağlamında ciddi bir iyileşme mevcuttur.Şöyle ki önceden tazmini imkansız gibi görünen bir çok zarar kanuni düzenlemeler ve yargı kararlarıyla tazmin edilmektedir.Önemli olan burada bu bilinci oluşturabilmektir.Bu bilinç hem hizmet alanda hem de hizmet verende oluşmalıdır.Böylece hizmetler kendine has bir kontrol mekanizması ile denetlenecek zararlar ve hukuksuzluklar asgari düzeye inecektir.Bazen çok komik uygulamalarla karşılaşıyoruz.Mesela ıslandığı zaman tutuculuğu maksimum azalan sıcak asfaltlı bir yolda sulama çalışması yapılabiliyor.Veya standardı belli olan ve hız kesmede kullanılan kasisler araca ve içindekilere zarar verecek şekilde döşenebiliyor.Veya hiçbir özelliği bulunmayan yollar yayaların hayatını tehlikeye düşürecek şekilde barikatla kapatılabiliyor.Her gün bunları ve benzerlerini yaşıyoruz.Benim sadece temennim işi yapanların ve denetleyenlerin daha dikkatli davranmalarıdır.Maddi zararlar karşılanabilir.Ancak bir canın bedeli yoktur.Mutlu günlere uyanmak üzere…

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
1.459 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

3+2 = ?