logo

YENİ BİR YIL

Yeni bir yıla girerken hemen aklıma   takvimler gelir. Çocukluğumda ve daha sonraki dönemlerde takvim denince de Saatli Maarif Takvimi ilk anımsadığım takvim olur.Yılbaşı yaklaşırken kitapçı  vitrinlerini süslerdi. Bu takvimden bir tane satın almak sanki  bir ayrıcalıktı. Daha sonraki yıllarda birçok takvim türü yaşamımıza girse de Saatli Maarif takviminin yeri başkaydı. Yine birinci günden başlanılacak, sayfalar teker  teker koparılacak, bir bakacaksınız ki bir yıl geride kalmış olacak. Önemli olan takvim yaprakları gibi birer birer tüketilen  bir yılın kendimize, ailemize , ülkemize ve insanlığa  faydalı olup olmadığımızın  değerlendirmesidir.
Tarihte ilk takvim, milattan önce Mısır’da Nil Hehri’nin taşkınını yaşayan köy halkının on dokuz günde bir su baskınlarına uğramaları sonucunda yapılmış. Her toplum kendi takvimini oluşturmuşlar. Kendileri  için önemli saydıkları bir günü de başlangıç olarak kabul etmişler. Romalı’lar Roma’nın kuruluşunu, Müslümanlar Hicreti, Hırıstıyanlar Hz. İsa’nın doğum tarihi gibi. Türklerin kullandığı en eski  takvim ise 12 Hayvanlı Türk Takvimi.Güneş yılını esas alan bu takvimde her ay, bir hayvan adıyla anılıyordu.
Uluslar arası ve ulusal takvimlerin yanı sıra yerel  takvimler de bulunmaktadır. Her kentin, her kasabanın  kullandığı kendine özgü takvimleri vardır. Mevsim, ay, gün adları az çok farkla her yerde farlılıklar gösterirler. Her yörenin kendisine göre sayılı günleri, milli günleri, özel günlerine göre yerel takvimlerini oluştururlar.
Develi  ve yöresinde Rumî Takvimine göre aylar, ana baba hesabı diye hesaplanır.Buna göre aylar; Mart, April (Niisan), Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, İlgüz (Eylül), Ortagüz (Birinciteşrin), Songüz (İkinci teşrin), Karakış (Birincikanun), Zemheri  (İkincikanun), Gücük (Şubat).
Yerel  takvimde, hava değişimi gösteren sayılı günler de çok ilginçitir. Bunların bazılarını sıralamak gerekirse; Mart dokuzu, dokuzun dokuzu, aprıl beşi, beşin beşi, engil kıran fırtınası, gün dönümü, koç katımı fırtınası, pastırma yazı, çıra yanma zamanı, cemre düşme  denebilir.
Develi’de rüzğarlara, yağmurlara, karın Ercilyes Dağı’na yağış sayısına göre, sıcaklık, nem  gibi hava tahminlerini bulabilmişlerdir.
Günümüzde takvimlerin ötesinde bilgisayar ortamında  kısa bir süre içinde istenilen bilgiye ulaşılabilmektedir. Bütün bunlara karşın takvimlerdeki o kısa ankilopedik bilgiler bizi bir başka dünyaya  götürmektedir.
Bu yeni  yılı kimi evinde ailesiyle, kimi bir tatil beldesinde kutlamaya çalaşacaklar. Tüm kalbimle 2010 yılının ülkemize ve insarnlığa huzur ve mutluluk getirmesini, savaşların olmadığı bir dünyada yaşamayı diliyorum.

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
1.228 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

2+10 = ?