Son Dakika
Birinci Dünya Savaşı’nda, Osmanlı İmparatorluğu yenik çıkması sonucunda koşulları çok ağır olan Mondros Mütarekesi’ni kabul etmek zorunda kalmıştır.Bu andlaşma ile ordu ve donanmamızın dağıtılması, silah ve cephanelerimizin teslim edilmesi, İtilaf Devletlerinin ticari gemilerimizden ve demiryollarımızdan serbestce yararlanmalarını, güvenliklerini tehlikede gördükleri yerleri işgal etmelerini kabul etmiştik.Diğer yandan yıllarca süren savaşlar sonucunda ülke ekonomisi iyice kötüye gitmiştir.Çalışacak durumda olan erkeklerin çoğu cephelerde şehit düşmüşler. Geride kalan yaşlılar, çocuklar ve kadınlar toprağı yeterince işleyemedikleriniden halk gitgide fakirleşmişlerdir.
Ülkemiz güvenlik nedeniyle, masa başında paylaşmışlardı. Anadolu dört bir yandan işgal edilmeye başlanmıştı. Yüzyıllarca Türklere yurt olmuş bu toprakların düşman çizmesi ile çiğnenmesi, Türk milletinin fakirlikten çok gururunu kırmıştı. Ülke tam bir karanlık ve kargaşa içindeydi.
Bütün bunlar yaşanırken Mustafa Kemal güney cephesinde bulunuyordu. Derhal İstanbul’a gelerek güvendiği arkadaşları ile görüşmeler yapıyordu.Mustafa Kemal ve arkadaşları vatanın içinde bulunduğu üzücü durumdan mutlaka kurtulunabileceğine inanıyorlardı. Bunun teslimiyetci İstanbul Hükümeti ile olmıyacağına da düşünüyorlardı. Bu nedenle Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya geçerek yeni bir örgütlenmenin zorunlu olduğunu düşünüyordu.Patişah Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa’yı III. Ordu müfettişi olarak Anadoludaki ayaklanmalara bir düzen vermek üzere görevlendiriyordu.
Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan hareket ederek 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktı.Samsun’da, paşalara ve valilere birer telgraf çekerek , vatanın tehlikede olduğu bildirdi. Bu davranışı İstanbul Hükümetinin işine gelmedi. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa ordudan istifa ederek sade bir vatandaş olarak halkın arasına katılarak çalışmalara başladı. Erzurum ve Sivas Kongrelerini topladı. Kongrelerde vatanın bölünmez bir bütün olduğunu ve parçalanmasının asla kabul edilemiyeceği kabul edildi.
Mustafa Kemal ve arkadaşları örgütlenme çalışmalarına hız vermek amacıyla 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldiler. Bu sırada İstanbul düşmanlar tarafından işgal edilmiş, Meclis-i Mebusan dağıtılmıştı. Bunu fırsat bilen Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da derhal yeni bir meclisin toplanmasına karar vermişti.
Bu amaçla 19 Mart 1920 tarihinde valilere ve kolordu komutanlarına birer genelge göndererek, Ankara’da olağanüstü yetkiye sahip bir meclisin toplanacağını bildiriyordu. Anadolu illerinden seçilen 285 milletvekili ile İstanbul’dan kaçan 78 milletvekili ile 23 Nisan 1923 Cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı ve ilk toplantısını yaptı. Başkanlığı Mustafa Kemal Paşa seçildi .
Bütün dünyaya yeni Türk Devletinin kuruluşu duyuruldu.
Meclis, ülkenin düşmandan kurtulmasına karar verdi. Yeniden düzenli ordular kuruldu. Kurtuluş Savaşı 9 Eylül ‘de Yunanlıların denize dökülmesiyle son buldu.
Atatürk bu anlamlı günü çok sevdiği çocuklara armağan etti. Bugünün küçükleri, yarının büyükleri olan çocukları ülkenin geleceği olarak görüyor, onların iyi eğitilmelerini istiyordu.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, tüm dünyada çocuklara armağan edilen tek bayram olma özelliğini taşımaktadır. 1981 yılından bu yana TRT tarafından organize edilen bayram, tüm dünya çocuklara ile birlikte kutlanmaktadır. Son iki yıldan beri İzmir’de Dünya çocukları buluşarak bayramı kutlamaktadırlar. Ülkemize gelen çocuklar aileler tarafından misafir edilmektedirler. Gelen öğrenciler kendi ülkelerinin tanıtıcı folklorik gösterilerini sunmakta, çevre gezileriyle de ülkemizi tanımaktadırlar. Çocuklar aralarında oluşan sevgi, kardeşlik tohumları yeşermektedir. Doğal olarak da ülkemizin birer kültür elçileri olmaktadırlar.
Her geçen gün daha canlı, daha anlamlı olarak milli günlerimizin çocuklarımıza anlatılmaları gerektiğine inanıyorum. İyi anlatılmalıdır ki bu vatan toprağını büyüklerimiz bizlere hangi zor koşullarda bıraktılar. Tüm bu dileklerimle çocuklarımızın Ulusal ve Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını candan kutluyorum.
BENZER HABERLER