logo

SAYGIN BİR ZİRAATÇI

Sizlere tanıtmaya  çalışacağım kişiyi birçok Develili yakından tanımaktadır.O, Develi’nin yetiştirdiği  önemli bir ziraatçı: A. Cenani Gürbüz’dür.Gürbüz, zor koşullarda okuyarak, Ziraat Yüksek Mühendisi olmuş. Hizmet gördüğü  başta Develi olmak üzere  ülke tarımına  yenilikleri  getirerek  önemli  katkıları olmuştur.Bilgi birikimini uygulamaya  koymasını bilmiştir. Hani bir Kayseri türküsünde  söylendiği gibi “ Diktiği  fidanlar meyveye dönmştür”. Hasadını görmek çok önemli bir duygu olsa gerekir.

Cenani Gürbüz, 1924 yılında Develi’de  doğdu. İlkokulu Kayseri’nin İncesu ve Pınarbaşı ilçelerinde okudu.. Orta okulu Develi’de, liseyi Kayseri’de tamamladı. Daha sonraları Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Yüksek  Ziraat Mühendisi olarak  yüksek öğrenimini tamamladı. Okulu bitirdikten sonra genç bir mühendis olarak  ilk olarak  Kayseri’de göreve başladı.1949-1955 yılları arasında Develi Ziraat Mühendisi olarak  çalıştı. Sırasıyla Gümüşhane, Kırşehir, Bolu, Kayseri Teknik Ziraat Müdürü  olarak görevini sürdürdü. 1973 yılında Tarım Bakanlığı’nda göreve başladı. Burada  çeşitli görevlerde bulundu, 1981 yılında emekli olarak  kamu  görevini sonlandırdı.

34 yıllık görev süresince  toplum kalkınması konularında İsrail, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ine giderek  ziraat örgütlerinin reorganizasyonlarında görev aldı.Çalışmaları sırasında valiliklerden ve Tarım Bakanlığından  on adet taktirname, dört adet şilt aldı, 1999 yılında Ziraat Mühendisleri  Odası’nca “Üstün Hizmet Şildi” ile ödüllendirildi. Görev yaptığı yerlerde yayınlanan yerel gazetelerde seksen civarında  meslek yazısı  yayınlandı.Anadolu Ajansı ve Türk Sesi gazetelerine muhabirlik yaptı.Yayınlanmış üç yapıtı bulunmaktadır. Bunları  sıralamak gerekirse; Elma  Ziraati ve Türkiye Çeşitleri, Milli Mücadele’de Develi ve Ermeniler, Mondros’tan Milenyuma Türkiye’de İsyanylar, Olaylar ve Bölücü Faaliyetler.

Cenani Gürbüz büyüğümüz, Develi’de  görev yaptığı beş yıl boyunca elmacılık, arıcılık gibi birçok konuda  öncülük yapmış, yöreğnin kalkınmasına büyük katkıları olmuştur. İşte o günlerden birkaç anısını sizlerle  paylaşmak istiyorum.

***

“Bir gün ilçeye 40 km. uzaklıkta bulunan Öksüt köyü muhtarı daireme gelerek köyce elmacılık yapmak istediklerini bildirerek yardımda bulunmamı isitedi.Ertesi gün kendisiyle beraber 30 km.lik kısmı biri kamyonun üstünde gittikten sonra getirilen bir ata binerek geri kalan 10 km.yi de atla katettik.Gece köylüler muhtar odasına toplandığında elmacılık konusunda kendilerine her türlü bilgileri verip fidan paralarını da peşin toplamıştım. Sabahleyin araziye çıkarak herkesin bahçesinde fidan yerlerini işaretleyerek geldiğim yoldan Develi’ye dönmek istedim.Köylülerle vedalaşatıktan sonra bineceğim atı aradım civarda bir at görünmüyordu.Muhtara sorduğumda atın karnının ağrıdığını ve yerine bir eşek hazırladığını bildirdi. Bu duruma çok kızarak muhtara hakaret edici sözler söyledikten sonra yaya olarak Develi’ye hareket ettim.Serde gençlik vardı.Sanki 30 km.yi hiç yorulmadan Develi’ye gelmiştim. Bu köye getirdiğim fidanlar zamanla büyümüş ve köylüye iyi bir gelir sağlamıştı. Zamanla Kayseri’ye Teknik Ziraat Müdürü olarak döndüğümde benden özür dilediler ve köye davet ettiler.Köye giderek meyveliklerini gördüm çok memnun oldum.”

***

“1955 yılında Gümüşhane  Ziraat Müdürlüğüne  atanarak Develi’den ayrılmıştım. İki yıl sonra Kırşehir iline  naklim yapıldığında mehil müddetimi Develi’de geçiriyordum. Daha önceki yıllarda yaptığım yatırımları görmek  istedim. Ziraat tekniksiyeninin  otosu ile Epçe köyüne gittik. Araziyi gezerken bir çiftçiye rastgeldik. Sebzelerini suluyordu. Yanına giderek konuştuk. Gözümde koyu siyah güneş gözlüğü olduğu için beni tanıyamamıştı. Hatırını sordum.Yer altı suyunu ne zaman çıkardığını meyve fidanlarını ne zaman diktiğini sordum. Evvelki yıllarda ilçemizde çalışkan ve hemşehrimiz bir ziraat mühendisimiz vardı. Adı Cenani Gürbüz idi. Şimdi bir ilde ziraat mühendisi olduğunu işittim. Köyümüzde gördüğün bu yatırımlar hep onun eseridir. Allah razı olsun dedi. Ben de onu görsen tanır mısın deyince nasıl tanımam. Köyümüze sık sık gelir, bizleri kalkınmaya teşvik eder, meyvelikleri kontrol ederdi, deyince o kimsenin ben olduğunu söyledim. Hayır o sen olamazsın, dedi. Gözlüğü çıkarmamla beraber beni tanıyarak sarıldı.İşte Türk  köylüsü yapılan iyiliği unutmaz ve vefa sahibidir.”

***

“Erciyes’in güneyi Kayseri’ye göre daha ılıman bir iklime sahiptir. Erciyes Dağı  nedeniyle de bütün bulutları çekerek  bol yağış sağlıyordu. Bunun sonucunda da  arıcılık bakımından çok iyi bir floraya sahipti. Develi’de 2000 kadar eski kovanla arıcılık yapılıyordu. Bunları fenni arıcılığa teşvik için önce Bakanlığımızdan getirttiğimiz bir arıcılık uzmanı vasıtasıyla kurs açtık ve Ziraat Bankasından temin ettiğimiz kredi ile arıcıları yeni kovan almaları için çalışmalar başlattık. İlk anda Ankara Arıcılık Enstitüsünden getirttiğimiz 200 kadar kovanı bedeli mukabilinde çiftçilere ulaştırdık. Bu çalışmalarımız bal üretiminde büyük bir patlama yapmıştı.Durumu incelemek  üzere ilde bulunan iki ziraat mühendisi  arkadaşımız  incelemeye geldiler. Develi’de arıcılık önce arılar kıştan çıktıktan sonra meyve ağaçlarının çiçekleriyle beslenir ve sonra da Erciyes Dağı  eteklerinde bulunan arılıklara nakladilirdi. Kayseri’den gelen arkadaşlarla beraber bir aralığa giderek bir fenni kovanı açıp incelemek  istemiştik. İki tane yüz maskesi bularak birini ben birini de arkadaşlardan bir tanesi yüzüne takarak kovanı açmaya başladık. Arkadaşım kendisine o kadar çok güveniyordu ki arıya tütsü vermeye dahi fazla görerek sigara yakıp dumanını üfleyerek fenni kovanın kapağını biraz hızlı açmasıyla beraber içindeki binlerce arı arkadaşıma hücum etti.Sigara dumanı  yeterli gelmedi. Yırtık olan maskenin delik yerinden içeri giren arılar yüzünü sokmaya başladı. Arkadaşım son çare olarak koşmaya başladı.Dermanı kalmadığı için koşamıyacak hale geldi. Elimize geçirdiğimiz bir teneke suyu üstüne boca ettik. Önce 15 km. uzaklıktaki Develi’de  hastaneye görürerek ilk tedavisinden sonra Kayseri’ye götürmemimi söylediler. Piyasadan bir şöfor bularak  Kayseri Devlet Hastanesine yetiştirdik. Orada on beş gün kalarak iyileşti.”

Cenani Gürbüz’e sağlıklı yaşamlar diliyorum.

Etiketler: »
Share
1.863 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

2+6 = ?