MASAL GİBİ

Hemşehrimiz Ali Rıza Göver’in, Masal Gibi Yaşanmış Hikayeler adlı anı kitabı elime geçti. İkinci baskısını yapmış.Göver, başından geçen ilginç olayları yazıya dökmüş, okurlarının beğenisine sunmuş. Sade bir anlatımla, akıcı bir dille anılarını yazmış.O, 1930 yılında Develi Zile’de doğmuş, 1935 yılında İstanbul’a gelmiş, eğitimini Yapı Meslek Lisesi’nde sürdürmesine karşın tamamlayamamış.Yaşam şartları onu dede ve baba mesleği olan ayakkabıcılığa yönlerdirmiş.Kadiköy’e yerleşen Göver, yetişitirdiği gençlerle kurduğu ortaklıkla mesleğini sürdürmektedir.

Ali Rıza Göver, 81 yıllık yaşamındaki ilginç olayları kitabında değinerek okurlarına, özellikle gençlere deneyimlerini aktarmak istemiştir.

***

Ali Rıza Göver, “Adam Olacak Çocuk” adlı öyküsünde gençlere verdiği öğüdü şöyle anlatmaktadır.

“”Dedem babama anlatmış çocukken.O da bana anlattı ilk işe başladığım zaman.Ben de , yeni yetiştirmeye çalıştığım çocuklara anlatıyorum bu hikayeyi.

İki komşu esnaf zaman zaman bir araya gelir ve sohbet edermiş.Komşulardan biri, çırağından şikayet etmiş!

-Bir şeyden anlamıyor, işe hep geç geliyor, pek kabiliyeti yok v.s.

Diğer komşu sormuş:

-Peki çocuk sana geldiği zaman, sınav yapmadın mı?

-Yoo, anası babası, ‘çocuğumuz adam olsun’ dediler bıraktılar, gittiler.

-Yanlış yapmışsın.Önce denemeli, işe alâkasını sormalı,bu işi sevip sevmediğini öğrenmeliydin.Sana yaramayacaksa işe almamalıydın.Yarayacak gibiyse iyi bir ücret vererek teşvik etmeliydin.

-Yahu, sıradan bir çocuğa iyi ücret verilir mi?

-Verilir, verilir.İstersen senin çırakla benimkini aynı işe göndererek bir sınayalım.Çağır seninkini, bir işe verelim bakalım.

-Ahmet buraya bak, komşu sana bir şey söyleyecek, yapıver oğlum.

-Pek i usta…

-İskeleye bir gemi gelecekti.Bak bakalım gelmiş mi?

Çocuk gitmiş ve yaklaşık bir saat sonra geri dönmüş:

-Evet usta gittim, gemi gelmiş, iskelede bekliyor.

-Pekala oğlum, gidebilirsin.

Sonra usta kendi çırağını çağırmış ve ona:

– İskeleye bir gemi gelecekti, bak bakalım gelmiş mi? Demiş.

Çırak gitmiş ve yarım saat olmadan dönmüş:

– Efendim dediğiniz gemi gelmiş, ismi Akdeniz. İki gün limanda kalacakmış.Kaptanı Ahmet kaptan.İyi bir insanmış.Şimdilik yük ve yolcu için yerleri varmış.Ben, her ihtimale karşı size iki kişilik bir yer ayırttım.Gemi iki gün sonra sabah 8.00’de hareket ediyormuş

İki komşu birbirine bakmışlar.İlk çırak 10 lira haftalık alıyormuş, diğeri 20 lira.İkincinin patronu sormuş:

-Hangi çocuk aldığı haftalığı hak ediyor komşu?

-Tabi seninki! Aldığı 20 lira helal olsun.

Ben yeni aldığım elemanlara bu hikayeyi anlatıp onlara sorarım:

-Sen, kaç liralık bir insan olmayı istersin, ona göre çalış.Kendini isbatla, öyle de ücret al.

Gençler ve çocuklar, önü açık bir istikbal isterler genellikle.Onlara bu imkanı tanımak lazım.Ayrıca dürüst, namuslu, ahlâklı ve çalışkan olmayı öğretmek lazım.

Bizi böyle yetiştiren ustalarımızdan, büyüklerimizden Allah Razı olsun.”

***

Ali Rıza Göver, doğduğu Zile’den İstanbul’daki Rum Dimitri Ustaya, Antakya’dan Amerika’ya oradan kutsal topraklara değin anılarını ayrı ayrı kaleme almış. Anılarını güzel sözler ve şiirlerle de süslemiş.Kutlarım, bu kitabı için hemşehrimizi.Bizde onun Sıla Hasreti” şirini sunarak sonlandıralım yazımızı.

SILA HASRETİ

Gönül gel gidelim, doğduğun ele,

Bizim elde, evvel bahar başkadır…

İstanbul, Ankara gelmez bedele,

Sorar isen; bizim diyar başkadır…

Ovasında koyun, kuzu meleşir,

Bağlarında, şeyda bülbül çileşir.

Âşıkları, gözler ile söyleşir,

Sevda başka, sevdalılar başkadır.

Semasında şahin, kartal yarışır,

Yaylasında Türkmenleri çalışır.

Dorukları, gök yüzüne kavuşur,