logo

DEVELİ TÜRKÜLERİNDEN BİR DEMET

Türküler, halk edebiyatı içinde önemli bir yer  tutarlar. Halkın duygu ve düşüncelerini yansıtan, türküler, yılardan beri kuşaktan kuşağa söylenir, yaygınlaşarak günümüze kadar ulaşır.Türkülerde  acılarımızı, sevinçlerimizi, doğamızı, heyecanlarımızı buluruz. Kısaca bir duyğu harmanıdır türkülerimiz.
Develi  türkülerinde de  yörenin duygularını taşıması doğaldır. Çünkü bizden  güzellikler, duygular katarlarlar.Söz olur söylenir dillerde, saz olur dökülür nağmelere.Develi  türküleri  konusunda ilk kez  saptadığım türkü , Yaşar Deniz’in “Çubuğum Yok Yol Üstüne Uzatam” adlı türküydü. Bunu Memleketim  Develi adlı ilk kitabımda (1975) yayınlanmıştım. Daha sonraları, Kadir Özdamarlar, “Kayseri ve Yöresi Türküleri” adlı Yüksek lisans tezinde konuyu incelediğini  görüyoruz. Ayrıca Özdamarlar, “Develi ve Yöresi Folklor, Halk Edebiyatı ve Etnografyası” adlı doktora çalışmasında da  (1997) bazı türkülere yer vermiştir .Ayrıca, Develi Belediyesi tarafından 2002 yılında düzenlenen  Bütün Yönleriyle Develi Bilgi Şöleni’de   Develi  türküleri konusunda  bildiriler de sunulmuştur.
Ben bu yazıda, Kayseri  il Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün  araştırdığı ve yayınlandığı Develi türkülerden örnekler vermeye çalışacağım.Bunlardan ilki  Ahmet Gazi Ayhan’ın derlediği “Everek Dağı” türküsüdür. Sözleri  ise şöyledir:
Her ne zaman görsem seni Everek Dağı
Yüreğimde bir incecik sızı var
Ah ile geçirdim ömrümüm çağı
Şu anlımda ne bitmedik yazı var
Çoğu gitti şu ömrümün  azı var
Anam azı var
Yosunlardan ayakları kaydı mı
Yavru şahin gibi boyun eğdi mi
Sarı saça mor menevşe değdi mi
Şu anlımda bitmedik yazı var
İskarpinde bir incecik tozu var
Aman tozu var
Söyle karlı dağlar gel insaf eyle
Neredeyse dağlar yavrumu söyle
Vay söyle
İki elim böğrümde merhamet eyle
Çoğu gitti şu ömrümüm azı var
Şu anlımda ne bitmedik yazı var
Anam yazı var
İkinci   türkü Hacıpaşa  köyünden Ahmet Korkmaz’dan alınan Nida Tüfekçi’nin derlediği “Dağlara Gıcı mı Tuttu” adlı türküdür.
Dağları gırcı mı tuttu
Yolları sucu mu tuttu
Ben bir yar sevmeyinen de
Komşuyu sancı mı tuttu.
Kiremit özüyünen de
Kim görmüş gözüyünen de
Adam yarinden geçermi
Ellerin sözüyünen de
Çubuğun urganıyım ben
Üstünün yorganıyım ben
Sen hangi yola gidersen
O yolun kurbanıyım ben
Yusuf Dağdelen’den alınan Muzaffer Sarısözen’in derlediği bir diğer Develi Türküsü ise “Deve Yüksek Atamadım Urganı” adlı türküdür. Dizeleri söyle:
Çek deveci develeri yokuşa
Siyah perçek ak gerdana yakışa
Aman aman Develi
Sordum aslın nereli
Portakal çeneli
Ah nerde bulursam
Oralarda yemeli
Çek deveci develeri sulansın
Sulansın da kan çaylar bulansın
Aman aman Develi
Sordum aslın nereli
Portakal çeneli
Ah nerede bulursan
Oralarda yemeli
Yine Yusuf Dağdelenden alınan Muzaffer Sarısözen’in derlediği  bir türkü de “Ey Sevdiğim Artık Yeter” adını almaktadır.
Ey sevdiğim artık yeter
Bana yosma bakışın var
Ateşlerden daha beter
Aşıkları yakışın var
Erdin güzellik çağına
Bağladın zülfün yayına
Beni hüsnün ayağına
Nal mıh gibi çakışın var
Güzel senin hüsnün sebep
Olup gören eyler talep
Cennetten mi çıktın acep
Tavus gibi nakışın var
Güzellerin pek gencisin
Seyraniye biinrcisin
Aşk ipine  zevk incisin
Güzel delip takışın var.
Yaşar Deniz’den alınan Muzaffer Sarısözen’in  derlediği “Çubuğum Yok Yol Üstüne Uzatam” türküsü en tanınlarındandır.
Çubuğum yok yol üstüne uzatam aman
Takatım yok yar yolunu gözetem
Menendin yok seni kime benzetem aman
Ya sen gel buraya ya ben varayım
Elmas kadehleri  ben doldurayım
Bu yıl meyva  çoktur daller götürmek aman
Dağlar diken olmuş kervan oturmaz
Buna sevda derler sitem götürmez aman
Ya sen gel  suraya ya ben varayım
Elmas kadehleri ben doldurayım.
Son olarak Cemal Pakne’den alınan mizahi bir Develi  türküsü olan “Tahkakurusu “ türküsünün sözleriyle  yazımızı sonlandıralım.
Ağşam olunca kederim artar
Zalim tahta kurusu ettiğin yeter
Ufacık iğnesi  zehirden beter
Usandım elinden tahtakurusu
Varamam yatağa canım sıkılır
Ne kadar teklifsiz gelir sokulur
Yukarıdan aşağıya tek tek dökülür
Yaktın vücudumu tahtakurusu
Sarılmış boynuma hakkını ister
Şaşırdım Allah’ım yolumu göster
Ufacık yavruların koynumda besler
Usandım elinden tahtakurusu
Alacağı var gibi sıkı sarılır
Elimi değrsem karnı yarılır
Yatağa geç varsam bana darılır
Şaşırdım elinden tahtakurusu
Her koğuşta elli atmış kişi var
Herbiriyle ayrı ayrı işi var
İnci gibi kırılası dişi var
Usandım elinden tahtakurusu

Vücudumda yara oldu sızılar
Günde bin tane yavru  kuzular
Hiçbirini tutamaz avcı tazılar
Bulamadım çaresini tahtakurusu
Tam akşam olunca kederim artar
Tahtakurusu ettiğin yeter
Ufacık iğnesi zehirden beter
Usandım elinden tahtakurusu
Buda bir böcüktür yuvasız gezer
Deve katarını yastığa dizer
Bunların elinden kim olsa bezer
Bitirdin bizleri tahtakurusu
Zehire boyanmış sivri iğnesi
Günde onbeş yavru yapar annesi
Gözümü yumunca yürür hepisi
Aldattın bizleri tahtakurusu

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
1.700 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

7+6 = ?