logo

DEPREM GERÇEĞİ

Cumhuriyetin kuruluşun 88  nci yılını buruk bir şekilde kutluyoruz.Bir tarafta kaybettiğimiz  şehitlerimiz…Bir tarafta  Van depremi…Ölenlere rahmet, yakınlarına ve Türk Ulusuna sabırlar ve baş sağlığı diliyorum.

Ülkemiz bir deprem kuşağında bulunmaktadır. Onun için depremle yaşamak zorundayız. Bugün  sana yarın bana diye düşünmeliyiz. Deprem kavramını hiç ama hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Deprem ile birlikte yaşamamız gerekeceğine göre  bu doğal olayı en az zararla nasıl atlatabiliriz. Konunun uzmanları, akademisyenler sürekli araştırmakta, toplumu bilgilendirmektedirler. Alınması gereken önlemleri sıralamaktadırlar. Bu önlemlerin başında sağlıksız, denetimsiz, kaçak yapılaşmanın geldiği görülmektedir.

Her deprem sonrası yetkililerden şu cümleleri  duyarsınız.

“Kaçak yapılar yıkılacak!”

Ancak birkaç ay geçtikten sonra  bunlar unutulur,  eski tas eski hamam  devam eder. İmarsız evler, apartmanlar yapılır. Sonra kaçak katlar çıkılır.Sokaklar, mahalleler oluşur. Sonra  seçim yaklaşır. Kaçak yapılara af çıkarılır. Kaçak yapılar yasallaşır.Sonra  yerel yönetimler buraya yol götürür. Sonra otobüs, su, elektrik gibi hizmetleri  sağlarlar.Vatandaş bunu  bildiği için de  kaçak yapılaşmayı sürdürür.Vatandaş artık  yasal olamayan bu yolu  yasalmış gibi sürdürmeye devam eder.

Kaçak yapılaşma sadece  özel mülklerine  yapılanlarla kalmaz. Başkalarının arazilerine , hazine , orman arazilerine bile  yapar oldular. Siyasetçiler buna bile  çözüm üretmeye çalışmadılar mı? Bakın yakın tarihimize . Kaç imar affı çıkarılmadı?  Ben size söylemeye çalışayım. Benim bildiğim  imar affına ilişkin 4 yasa, 14 yönetmelik, bir sürü de düzenleme yapılmış.

***

Madalyonun  diğer bir yüzüne bakalım. Van depremi  bilinen  gerçeği  bir kez daha ortaya koydu. Acaba  yeni yapılan yapılarda yeterli  denetim yapılıyor mu sorusu akla geliyor?. Yıkılan binaların çoğunun yeni yapılar olduğu görülürse   bir yerlerde bir aksaklığın olduğu  akla gelmektedir.Türkiye Mimarlar Mühendisler Odası Birliği,  Van’da yaptığı  incelemeler sonucunda şu başlıkları bir kez daha saptamışlardır:

”Yıkılan binalarda  mühendislik hizmeti yok”.

“Bir çoğunda  yapılarda kullanılan malzemelerin taş topraktan gelişi güzel inşa edilmiş.”

“Afet riskine göre hiçbir şey yapılmayan yapıların yerleri gelişigüzel seçilmiş”.

Binalarda  mühendislik hizmetlerinin bırakın olmamasına, yapıları yapan kişilerin birçoğunun ilkokul mezunu olduğunu düşünülürse sağlıklı  bir  yapılaşmadan söz edilemez. Artık 21. Yüzyıl Türkiye’sinde müteahhitlik hizmetini yapan kişilerin mühendis veya mimar olması gerekdiği düşüncesindeyim.  Kullanılan  malzemelerde yeterli demir , çimento, vasıflı kum gibi malzeme  seçimi de yeterli  olmadığı  basından izlemektedir.Yer seçimi de  çok önemlidir.Görülüyor ki  yıkılan yapılar fay hattı üzerine inşa  edilmiş.

Peki  aklımıza  şöyle bir soru gelebilir. Biz yapılan bir ev yada daire satın alırken bunları  nasıl anlıyacağız. Yukarıda değinmeye çalıştığım sorunlara en başta  yerel yönetimler etkin rol oynıyacaklar.Sonra  menkezi hükümetin konuya sağlıklı eğilmesi , yasal düzenlemelerle çözmesi gerekmektedir. Nitekim başkanımız da;

“ Yasal düzenlemelere hemen başlanılacak.Bedeli ne olursa olsun, oy vermiş vermemiş bunları dinlemeyeceğiz artık… Bu tabloları yaşamaktansa iktidarı kaybetmek çok daha hayırlıdır.Bu adımı atmak durumundayız”.

Bütün alınmasını önerdiğimiz bu önlemlerin  beklide en başında bu işleri yapan  kişilerin  karakter sağlamlığı gelmektedir. Vicdansız , kişiliksiz, üç kuruş fazla kazanacağım, köşeyi  kısa zamanda döneceğim  diye düşünenler unutmasınlar ki  bir gün  bu acılar kendilerinin kapılarını da çalabilir.

Ülkemize  bu türlü  acıların bir daha yaşamaması   dileklerimle, Cumhuriyet Bayramınızı  kutlar esenlikler dilerim.

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
1.686 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

1+8 = ?