Son Dakika
Değerli dostum , arkadaşım Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı, geçtiğimiz ay Kayseri ve Develi’yi ziyaret etmişti. Kaymakçı, “Türkiye’de Tarım Öğretiminin 165 nci yılı” nedeniyle bir konferans vermek üzere Kayseri’ye gitmişti.Erciyes Üniversitesi Seyrani Ziraat Fakültesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Kayseri Şubesinin çağrılısı olarak gittiği Kayseri’de, konferanstan sonra ve öncesinde çevreyi gezme olanağı da bulmuş. Bu arada Develi’yi, Fakülteyi, Saray Süt Sığırcılığı Tesislerini de görmüş. Bu izlenimlerinin bir değerlendirmesi önemliydi. Onun için bu yazımda Kaymakçı’nın izlenimlerinden söz etmek istiyorum.
“Geçtiğimiz Ocak ayının 10. Günü ‘Türkiye’de Tarım Öğretiminin 165. Yılı’ nedenyle düzenlenen bir konferans vermek üzere Kayseri’de bulundum. Konferans, Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Kayseri Şube Başkanlığı tarafından düzenlenmişti.Konferansımızın adı “Türkiye Hayvancılığı Üzerine Çözümlemeler” idi. Çok sayıda akademisyen, öğrenci ve özellikle çiftçilerin katılımıyla gerçekleşen konferansımda, et krizinin nedenlerini anlattım ve çözüm yollarını önerdim.”
Konferastan bir gün önce Kayseri’ye gelen dostum Kaymakçı, çevreyi de inceleme olanağı bulmuş. Bu izlenimlerini de bakın nasıl anlatıyor.
“Kayseri’ye birgün önce ulaştım.Arkadaşlarım, o gün beni Erciyes eteklerine çıkardılar.Ben İzmir’li olduğumdan karın dayanılmaz beyaz güzelliği beni büyüledi.İlgi çekici görüntüler de vardı.Örneğin Kayserili bir gurup iş adamı karda güneşe karşı el ele tutuşmuşlardı.Ancak, üstlerinde bir fanila yada gömlek yoktu.Onlara “Kar Kaplanları” diyorlarmış. Sağlıklarını buna borçlu olduklarını söylüyorlar.
Konferans öncesi de Kayseri’de müzeleri dolaştım.Kent Müzesi ve Mimar Sinan Müzesi’ne hayran kaldım. Özellikle Kent Müzesi, şimdiye kadar gördüklerimin en niteliklisi idi. Kayseri’nin toplumsal ve ekonomik her konusunu sanal olarak öğrenebiliyorsunuz.Size bir kulaklık veriyorlar.Seçtiğiniz bölümün önüne geliyorsunuz ve görsel olarak da ayrıntısına varıncıya değin 5 dakikada her konuda bilgileniyorsunuz.Mimar Sinan Müzesi de çok görkemliydi.Büyük Usta’nın her yapıtı hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz.”
İkinci gün konferansın bitiminden sonra Mustafa Kaymakçı Develi’ye, Fakülte’nin olduğu yere gitmiş. Develi ile ilgili düşüncelerini de Kaymakçı şöyle anlatmaktadır.
“Konferansı izleyen gün ise beni Develi’ye götürdüler. Saray Süt Sığırcılığı Tesisleri’ni dolaştım.Kurum, Sözleşmeli Süt Sığırcılığı’na da başlamış. Böylelikle Develi’nin ekonomisine önemli katkılarda bulunmuş.Develi’ye gelmişken Develi Cıvıklısı’nı yemeden olmaz dediler.Ege’nin pidelerinden farklı ve oldukca lezzetli.
İzmir’e dönerken Kayseri’nin pastırmasını da unutmadım. Tam bir sanayi halini almış.Eve getirdiğim pastırmadan herkes memnun kaldı.
Az daha unutuyordum.Develililer Ziraat Fakültesi’nin Develi’de kalmasını istiyorlar.. Yeni açılacak okullarla birlikte, Develi’de bir üniversite kurulmasını da arzu ediyorlar.Dileklerinin gerçekleşmesini isterim.
Bir başka önemli tesbitim de şu oldu.Kayseri, geniş ve birbirlerini dik kesen yollarıyla çağdaş bir kent. Ancak, trafiğe özellikle yayalar pek uymuyorlar.Özellikle Kayseri ve Develi’den güzel izlenimlerle ayrıldım.Güzel ve iyi Kayserililere mutluluklar dilerim.”
Bu değerli bilim insanının izlenimlerini sizlerle paylaşmak istedim.
Kimdir Mustafa Kaymakçı?
Mustafa Kaymakçı, 1945 yılında Rodos (Yunanistan)’da doğdu. İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirdi.Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden 1969 yılında mezun oldu.1972 yılında mezun olduğu fakülteye asistan (araştırma görevlisi) olarak atandı. 12 Eylül 1980 Askeri Yönetim Dönemi’nde sakıncalı olduğu gerekçesiyle uzaklaştırıldığı üniversitesine beş yıl aradan sonra mahkeme kararıyla döndü. 1988 yılında Profesör unvanını aldı.
2003-2009 yılları arasında Kaymakçı, E.Ü. Ziiraat Fakültesi’nde Ana Bilim Dalı ve Bölüm Başkanlığı yaptı.
Kaymakçı, akademik yaşamı boyunca bilimi, büyük çoğunluğun lehine kullanmak için çaba gösterdi.Bilimin uluslar arası sermayeye endekslenmesine ve bilimsel taşeronluğa karşı tavır aldı.Bu bağlamda tarım kesiminde işletmelerin ağırlığını oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmelerin nitelik ve nicelik açısından iyileştirilimesi doğrultusunda eylem yaptı ve sürekli olarak kooperatifleşmeyi savundu. Kaymakçı, halen Köy-Koop İzmir Birliği’nin danışmanlığını ve İzmir İli Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu’nun sözcülüğünü yapmaktadır. Kaymakçı’nın on iki kitabı ve iki yüzü aşkın bilimsel makalesi ve yayını vardır. Ders kitapları dışında tarım politikalarıyla ilgili üç kitabı da bulunmaktadır. Bunlar:
*Türkiye Tarımı Üzerine Notlar. 2009.
*Küresel Kapitalizme Karşı Tarım Yazıları. 2010.
*Tarım Bağımsızlıktır. 2011.
Hocası Reşit Sönmez ile başlatılan araştırmalarıyla Türk Çiftçisine Tahirova, Acıpayam, Sönmez, Menemen ve Türk Saaneni gibi yeni koyun ve keçi tiplerini sundu. Yenilik ve bilgileri sürekli olarak hedef kitlesi olan çiftçilere yansıttı.Bu etkinlikler sonucunda çok sayıda bilimsel ödül ve teşekkür plaketlerine sahip oldu.Bu ödülleri”TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bilim Ödülü, 2004” ile “Türkiye Koyunculuğu Bilim Ödülü, 2009” ödülleriyle taclandırdı.
Kaymakçıya yapmış olduğu hizmetlerden dolayı, 2003 yılında Acıpayam (Denizli)’de bir caddeye adı verildi. Kaymakçı, birçok yayın organında tarım politikaları üzerinde yazılarını yazmayı sürdürüyor.Bunlar arasında; Üretici Gazetesi, Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Dergisi, Cumhuriyet Ege, Dağarcık Türkiye Web Dergisi, Oda Tv Internet Gazetesi, çeşitli tarım dergileri sayılabilir. Birçok demokratik kitle örgütlerinde, meslek odalarında üyelik, başkanlık, sözcülük ve danışmanlık yapmıştır.
BENZER HABERLER