Son Dakika
“Buuuuz gibi gazoz. Otuz iki dişe keman çaldırıyor”. Satıcıların Develi’de gazozlarını satmak için kullandığı sözlerdi bunlar. Yaşar Örük’ün bir yazısı beni geçmiş anılara götürdü. Bir süre benim de çalıştığım Develi Aksu Gazozu’nun öyküsüne.
Aksu Gazozlarını üreten Hakkı Çimen’di. Çimen, benim eniştemdi. Ememin (hala) eşiydi.Hakkı Çimen mesleği demirci olmasına karşın daha sonraları oto tamirciliği işiyle uğraşırdı. O dönemlerde sanayi sitesi olmadığı gibi oto tamir işini yapan pek usta da bulunmuyordu. Büyük oğlu Mustafa ile birlikte Develi Lisesinin karşı köşesindeki tamirhanelerinde her türlü araç onarılıyordu. Develi’de 24 saat hizmet veren hastane acil servisi gibi çalışıyordu.Karda kışta gecede, hangi saatte olursa olsun yakın olan evlerinden çağırılır sorunlarına bir çözüm bulunurdu. Onun için Hakkı Usta’yı ve oğlu Mustafa’yı tanımayan yok gibiydi.
Oto tamirhanesinin köşesindeki bölümde ek iş olarak Aksu Gazoz’larını üretmeye başlamışdı. Burası tam bir aile işletmesiydi.Başta Hakkı Usta olmak üzere, emem Zekiye, büyük oğulları Mustafa, eşi Solmaz, oğlu Mahmut,Mehmet, torunu Ahmet, ben ve diğer çocuk ve torunları çalışanlarını oluşturuyordu.Çalışanların sayısı 10-15 kişiyi buluyordu. Erciyes şeklindeki amblemini de ben hazırlamıştım gazozların.Üretim yapılan yerden de biraz söz etmek istiyorum. Üretim yapılan yer tamamen dizaynı Hakkı Usta tarafından düşünülerek hazırlanmıştı.Bir tarafta iki havuz vardı. Burada şişeler yıkanıyor ve durulanıyordu. Bir tarafta şuruphane denilen yer alıyordu. Diğer bir bölmede ise gazozun dolum yapıldığı yerdi. Havuzlarda yıkanan şişeler şurup bölümüne gidiyor. Orada hazırlanan düzeneklerle belli ölçüde şuruplar şişelere konuyordu. Daha sonra dolum bölümüne gelen şişelerin dolum işlemleri gerçekleştiriliyordu. Dolum işini yapanlar genellikle Mustafa ağabey, Mahmut ve bendim. Dolum makinesi mekanikti.O günkü koşulların en iyi cihazıydı sanki.Dolum işlemi öyle bir ustalıkla yerine getirilirdi ki bir elle gazoz kapağı yerleştirilirken bir elle şuruplu şişe mekanizmaya yerleştirilir, ayak pedalıyla da dolum yapılırdı. Bazan da şişe pedalın fazla baskısıyla patlardı.Kasalara doldurulan gazoz şişeleri, gazozhanenin bir köşesinde depolanırdı. Sonra ne mi olurdu. Pazarlama başlardı. Küçük Warşova marka pikaba yüklenen Aksu Gazozları önce Develi içindeki dağıtılırdı. Elbiz, Belediye Çay Bahçeşi ve Gazinosu, Şehir Kulübü, bakkallar, lokantalar ve sinemalar gazozun dağıtıldığı yerlerin başında gelirdi. Sonra Yahyalı, Yeşilhisar ve İncesu ilçelerine götürülürdü. Bu dağıtım işlerini de Mustafa ve Mahmut Çimen ile ben gerçekleştirirdik.
Aksu Gazoz’ları buzdolaplarının henüz olmadığı 1960 yıllarında buz gibi sularda yada Erciyes’ten getirilen karlarda soğutularak içilirdi. Kendine özgü bir tadı olan Aksu Gazozunu, satıcıların “Buuuuz gibi gazoz, otuz iki dişe keman çaldırıyor” diyen sesleri kulaklarımda hala çınlıyor.
O günlerden ne Hakkı Çimen kaldı, ne de emem Zekiye, oğlu Mustafa, gelini Solmaz. Rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar. Sadece o günlerden bu günlere kalan güzel anılarla dolu hoş bir sedadır.
Bayramınız Kutlu Olsun
Tüm hemşehrilerimin ve okurlarımın Ramazan Bayramını candan kutlar, ülkemize ve insanlığa huzur ve mutluluk getirmesini dilerim.
BENZER HABERLER