Son Dakika
İLK ÇAĞLAR (M.Ö. 2500-2000)
Develi’de ilk çağlar hakkında geniş bir bilgimiz yoktur. Ancak son zamanlarda yapılan kazılarda çıkarılan eserler bize ilk çağ kültürü hakkında ışık tutmaktadır. 1947 yılında Tahsin ÖZGÜÇ başkanlığındaki bir heyet tarafından Ankara Üniversitesi adına kazılar yapıldı. Fıraktın’a (Gümüşören) 2 km, mesafedeki höyükte yapılan sondajlarda İç Anadolu’da «Bakır Çağı» eski bronz devri kültürüne ait nakışlanmış bir çok kaplar bulunmuştur. Yapılan bu kazılar ve sondajlar neticesinde Kızılırmak Kavsinde ve bilhassa Fıraktın’da siyah astar üzerine beyaz boyalı kaplar bulunması, Orta Anadolu’nun bu devirde Güney Anadolu ile olan kültür münasebetlerini incelemektedir. Buluntular gösteriyor ki Develi’nin Bakır Çağı’nda önemli bir iskan ve yerleşme yeridir.
HİTİTLER DÖNEMİ
M.Ö. 2. Asırda Orta Anadolu’da bilhassa Kızılırmak bölgesinde yerleşen Hititler, M.Ö. VII. Asra kadar nüfuslarını korumuşlardır. Eski Hitit devleti 1.Tuthalya tarafından ele geçen vesikalardan anlaşılmaktadır.
1.Labarna’nın krallığı zamanında devlet sağlam bir teşkilatla hudutlarını genişletmiştir. Bu zamanda kendisine Hattuşaş’ı merkez yapmıştır. 1.Hattusilis, Hitit devleti içindeki asayişi sağladıktan sonra Önasya Devletlerini sınırları içine katmayı düşündü. Bu düşünce ile Ceraplus(Kargamış), Urşu(Urfa) gibi Güney Anadolu şehirlerini zapt ettiği ve Halep üzerine sefer yaptığı bilinmektedir. Halep seferi başarısızlıkla sonuçlanınca 1.Mursilis tekrar Halep üzerine sefer yapmak istiyordu. Bu sırada Halep krallığında 2. Hammurabi bulunuyordu. Halep krallığı üzerine yürüyen 1. Mursilis krallığı ortadan kaldırınca Babil yolu da kendisine açılmış oluyordu. Labarna’dan Mursilis’e kadar olan o zamanda Hitit devleti büyük bir gelişme göstererek Kuzey Suriye’yi hakimiyetleri altına almışlardı. Bu sırada Hattuşaş’ta başgösteren karışıklıklar neticesinde 1. Mursilis öldürülmüştü. Mutavalli zamanında Amurru(Suriye) krallığı hititlere karşı olan vergi borcunu ödememesi ve Mısırlılar tarafına geçmesi Mısırlılarla Hititlerin arasının açılmasına sebep olmuştur. Mutavalli’den sonra kral olan 3.Hattusilis devrinde (M.Ö.1287-1244) Hitit devleti en parlak devrini yaşamıştır.
Suppililuliuma zamanından itibaren fetihlerin meyveleri bu devirde toplanmıştır. Bundan dolayıdır ki 3.Hattusilis devrine Hitit tarihinin altın çağı denilmiştir. Hattusilis daha çok güneye önem vermiştir. Gayesi güneyin ticaret yolunu ellerinde tutmak istemesidir. Fıraktın, İmamkulu, Taşçı, abideleri gerekse bu bölgelerdeki iskan yerlerinin bolluğu Develi’nin Hititler devrinde önemli bir yerleşme merkezi olduğunu doğrulamaktadır. Bu bölgede bir çok hitit yazıları bulunmuş ve okunmuştur. Bittel Fıraktın ile Gezbel arasındaki kaya anıtlarının bolluğundan bahsederken, Tahsin ÖZGÜÇ de Taşçı, Çukuryurt, Ayşepınar köyleri arasında 5 iskan yerine rastlanmıştır. 50-75 m. Çaplı olan bu küçük köyler 2-3 yapı katlarını ihtiva etmektedirler. Fıraktın kaya abidelerinin tabanında M.Ö. üç bine tarihlenen çanak-çömlekler toplanmıştır.
Hititler maden işletmesine önem vermişlerdi. Bilhassa 3. Hattusilis (1280 M.Ö.) kendisine kıymetli madenlerden gönderilmesini istiyen Fravun’a verdiği cevapta henüz madenlerin hazır olmadığını çıkarıldığı zaman gönderileceğini, şimdilik demirden kabzası bir kılıç göndereceğini bildirmişti.
FİRİKLER DÖNEMİ
M.Ö. 1200 yıllarında Yeni Hitit krallığı yıkıldıktan sonra Anadolu’da genel bir hakimiyet ancak Frikler tarafından kurulmuştur. Frikyalılar sınırlarını Kızılırmak, Konya dolayları ve Menderesin yukarı yatağına kadar olan kısmını içine alan bir devlet kurmuşlardı. Kendilerine hükümet merkezi olarak Gordion’u seçmişlerdi. Daha sonraları da Kappadokya’nın da büyük bir kısmını hakimiyetleri altına alarak hudutlarını genişletmişlerdir. Frikyalılar zamanında Kızılırmak ve özellikle Fıraktın bölgesi önemini korumuştur. Bu bölgedeki araştırma ve kazılarda Frikyalılara ait çeşitli eserler bulunmuştur. Fraktın höyüğünün ikinci katında frikyalılar devrine ait bina kalıplarına rastlanmıştır. Bu binalarda kerpiç ve hatıl kalıntılarına tesadüf edilmiş, binanın üst kısmı ise yangın geçirmiştir. Doğuda Önasya’nın idaresi altına alan Asurlar batıda ise Frik krallığını tanımamakta olan Lidyalılar M.Ö. 8. Asırda Frikyalılar için büyük tehlike arz ediyordu. Frikyalılar hakimiyetine ne Asurlular ne de Lidyalılar son verdiler. Kuzeyden gelen Kimmerilerin ihtilalarına karşı koymak isteyen Frik kralı Midas mâğlup olunca üzüntüsünden kendi canına kıydı.
ROMA DÖNEMİ
Develi büyük Kappadokya toprakları içinde önemli bir yer tutmuştur. O devirde bu bölgeye Gabdonya denilmekteydi. Ziraat ve sulama işlerinin de çok muntazam ve teşkilatlı olduğu anlaşılmaktadır. Sultan Sazlığı bataklığı ortalarında o devre ait olduğu sanılan yol ve kanallar hala görülmektedir. Gerek Elbizden Gereme’ye gerekse İlipınar’dan Reşadiye’ye kadar olan alanda bir çok harabelere rastlamak mümkündür. Fraktın höyüğünde yapılan sondajlarda Roma devrini temsil eden kültürün üç safhalı olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan birinci safhada; köşeleri kesme, temel ve duvarları tuğla boyundaki düzenli taşlarla örülen monimental bir bina temsil edilmektedir. Bina çevrede görülen evler gibi tamamen taştandır. Höyüğün bu devride bir şehir olduğu görüşünde bir inşa edilmiş bu harabenin üstü ise aynı çağın mezarlığı olarak kullanılş-mıştır. Mezarlar sanduka biçiminde iki üç kesme taştan yapılmıştır. Bizanslılar zamanında ise bölge önem ve değerini korumaya devam etmiştir. Bilhassa hristiyanlığın ilk yayılma yıllarında önemini daha da arttırmıştı. Seyyah Ö.M. Rinner’in bildirdiğine göre cicero Develi Ovasında ordugah kurarak Kappadokya Develi’nin eski Tyna bir kısmı ise Sbitra Nora harabeleri üzerinde kurulduğunu yazarlar.
CUMHURİYET DÖNEMİ
1918 yılında imzalanan Mondros müzakeresi ile Osmanlı imparatorluğunun sonunun geldiği açıkça belli oluyordu.
Bu antlaşma ile Türk milletinin bütün hakları elinden alınıyor, Türk orduları dağıtılıyor,silah ve cephanelerine el konuyordu. Serv anlaşmasıyla da Osmanlı imparatorluğu emperyalistlerce paylaşılmıştı. Adana, Gaziantep ve Maraş yöresini işgal eden Fransızlar develiye çok yaklaşmışlardı.
Develinin düşmesi düşmana büyük bir hareket sahası kazandıracak, işgal sahasını daha da genişleteceklerdi.Halk tedirgindi. 19 mayıs 1919 atılan kıvılcım yurdun her yanında olduğu gibi Develi’de de bir alev olacaktı. İlk zamanlarda az olan mücadele taraftarları daha sonradan bir çığ gibi büyüyecekti.
Kuvayı Milliye’nin Develi’de kurulması için Mustafa kemal paşa 1919 da kılıç Ali beyi develiye gönderdi.Kılıç Ali, yapılan toplantılarda, memleketin durumunun kötü olduğunu, heyeti temsiliyenin Sivas da aldığı kararı okuyarak, halkın düşman istilasına karşı hemen teslim olmayarak, silahlanıp düşmana karşı çıkmalarını, Mustafa Kemal paşanın buraya büyük bir kuvvet göndereceğini anlattı.Kılıç Ali Develi’den ümitle ayrıldı.
Atatürk ün emriyle Güney bölgesinde Kuvayı Milliye teşkilatını kurmak üzere Osman Tufan Bey ve Kemal doğan görevlendirildi.Develi Kuvayı milliyecileri kendilerine birer takma ad bularak mücadele çalışmalarını daha da artırdılar.Bu kuvayı milliyecileri arasında; belediye reisi kamberli Osman efendi(Öz demir oğlu yaşar), Yedek subay traşzade Osman(coşkun Osman bey), yedek subay veli çakı oğlu(civan bey), yedek subay hadi bey(Erdoğan bey), yedek subay Niğdeli Enver bey(Abbas bey) takma adlarını alarak çalışmaya başlamışlardı.
Haçın taarruzundan önce Kazan Oğlu Doğan Bey emrinde bulunan milis kuvvetlerine müfreze komutları tespit etmişti.Çoğu develi’ li olan Bu kumandanların başlıcalar; a) Yedek Subay Osman Coşkun Bey, b) Yedek Subay Hadi Erdoğan Bey, c) Yedek Subay Enver Abbas Bey, d) Yedek Subay Yakup Arıkan Bey, e) Yedek Subay Civan Bey, f) Yedek Subay Emin Develi Oğlu Bey, g) Yedek Subay Ali Rıza Madazılıoğlu Bey, h) Yedek Subay Tahsin Aksu Bey, i) Yedek Subay Ali Develi oğlu Bey, 16 Ekim !920 de Haçın düşmandan kurtarıldı. Taarruzdan Şehit Düşen Yedek Subay Saim’ in ismi buraya verilerek “Saimbeyli” olarak değiştirdi.
Develi’liler Kurtuluş Savaşı’nda haksızlığa tahammül edemeyerek toprakları üzerinde düşman çizmesi altında inlememek için kendilerine düşen görevleri başarı ile yerine getirmişlerdir.
Develi Kaymakamlığı’nın Resmi Web Sitesinden Alınmıştır.
BENZER HABERLER